Yıl: 1986
Tür: Dini, Biyografi, Tarihi, Dram
Yönetmen: Engin Temizer
Senaryo: Lütfi Ö. Akad, Erdoğan Tünaş
Yapımcı: Türker İnanoğlu, Kadri Yurdatap
Görüntü Yönetmeni: Yılmaz Gürbüz
Eser: Recep Bilginer
Süre: 95 Dk.
Oyuncular: Talat Bulut, Burçin Orhon, Şükran Güngör, Pembe Mutlu, Melike Zobu, Bülent Oran, Asuman Arsan, Reha Yurdakul, Naki Turan Tekinsav, Ahmet Kostarika, Niyazi Er
Konu: Anadolu, toplumsal olayların ve kargaşanın, kaosun birbirine karıştığı toz duman bir ortam içindedir. Düzensizliğin alabildiğine hüküm sürdüğü bu dönemde eşkıyaların egemenliği halkı canından bezdirmiştir. İşte böyle bir ortamda bu karanlık günlerde halka umut olacak bir çocuk doğar. Adını Yunus koyarlar. Büyür, gelişir. Genç bir delikanlı olduğunda Yunus (Talat Bulut) halkın nasibini aramak için Hacı Bektaş-ı Veli onu Taptuk Emre’nin dergahına gönderir. Yunus orada günlerin, ayların nasıl geçtiğini anlamaz bile. Taptuk Emre’nin kızı Balım Kız’ın sıcaklığı genç dervişin içini doldurmuştur. Dergahın hizmetini büyük bir sabırla görmektedir. Gösterdiği sabır ve iyi huyuyla sonunda o da dergahın önde gelen dervişlerinden biri olur. Gönlünü kaptırdığı Balım Kız ile de evlenir. Mutludur ama yine de içinde bir boşluk, bir arayış vardır. Bir gün kendini kendinde aramak için yollara düşer. Gezip gördüğü her yerde bir yağma düzeni, bir başıboşluk, çaresizlik ve bozulmuşlukla karşılaşır. Yunus, dervişlikle ermişlik arasında acı çeken herkesin yardımına koşuyor, onları zor zamanlara dayanacak sabır ve bilgelikle yoğuruyordur. Ülke neredeyse sahipsiz gibidir. Sultan, Moğol hükümdarına verilecek yüklü tazminatı karşılamak için halkına baskı uyguluyor, vergi adına tüm yerleşim birimlerinden zorla ne bulursa götürüyordur. Yunus, Taptuk Emre’nin içine dönük ama dingin ve huzurlu dünyasından çıktığından beri ayak bastığı her yerin bir başka yer, görüp nefes aldığı dünyanın değişik bir dünya olduğunu sezmektedir. Bu dönemler Yunus’un gurbet yıllarıdır. İlden ile gezmekte, seçkinlerin taht ve iktidar kavgalarının halka acı ve yoksulluk olarak yansıdığını görmektedir. Gönlündeki ateş zaman zaman alevlenmekte, bir yalnızlık duygusu her yanını kaplamaktadır. Mezarlıkta tanık olduğu bir gömme töreni ona kalıcı olan her şeyin tanrıda son bulacağını anımsatır. Yunus, içi özlemle dolu sılaya geri döner. Bir derenin usul usul aktığı yerin o yer olduğunu anlar. Beynindeki buğday mı, nefes mi ikilemi çözülür. Dergahını burada kurar, toprağı halkıyla ve elbirliğiyle işler. Onların gönüllerine tanrı yolunu açacak olan sevginin ışığı, dünya nimetlerini de sağlayacaktır…